Kalanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kalanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Şubat 2018 Pazartesi

Dünyayı ciddiye alarak yaşayan bir yüreğin sancısı

Tezer Özlü'den geriye kalanların adıdır Kalanlar.

Ferid Edgü' nün önsöz yerine başlıklı yazısıyla başlar kitabımız. Kitaplarına değinerek anlatır Özlü'yü. İnsan kalma uğraşını, hüznünü, içindeki karmaşık yolları, acıya ve baskıya başkaldırışını...

Yazarımız bu kitapla tüm benlerini toplayıp uçurmak, yaşamın ucuna doğru yolculuğa çıkmak ister. İnsanları kimi zaman birer fabrika ürünleri olarak görür ancak gelgitleri buna izin vermez ve insanları tanımadan bunun genel bir yargı olacağından bahseder. Hiçbir yere ait olamamanın, bir kimseye sahip olamamanın sancısını çeker çoğu zaman da. Fotoğraflarından gördüğümüz o gözlerindeki hüzünlü yalnızlıktan bellidir aslında kalbinin sancısı. "Ben bendim. Zaman yaşanmış zamandı. Birkaç yaşanmamış zamanda eklenmişti bu zamana. Kemerle bağlanmıştım acılarım vardı."

Ben dışarıya bakan bir pencereyim, der Kalanlar’da. Yaşadığı manik depresifin etkisiyle ne içine kapanabilir ne de dışarıya açılabilir. İki tarafta naftalinli kalbini sıkar. Çok sevdiği üç yazar olan İtalo Svevo, Cesare Pavese, Franz Kafka hayatının önemli bir bölümünü oluşturur. Cesare Pavese hayranlığı ise dikkat çekicidir. Pavese'nin intihar acısının peşinden sürüklendiğinden bahseder. Kitaplarıyla yetinmeyip Kafka’nın peşinden Prag’a, Pavese’nin peşinden ise Torino’ya kadar acının izini sürer. Vefatından 4 yıl sonra ablası Sezer Duru tarafından kitaplaştırılmış bu kitap Tezer Özlü'nün anılarından, günlüklerinden, karalamalarından, kıyıda köşede kalmış cümlelerinden oluşur.

"Her sabah yepyeni bir dünyaya kalkıyorum. Her akşam dünyanın bütün yorgunluk acı ve çelişkileriyle dayanamaz duruma geliyorum.". Sırtında taşıdığı insan olma çabası bir yüktür kendisine çoğu zaman. Yaşamdan ve insanlardan etkilenişi,acıyı sahiplenişi dünyayı dayanılmaz kılar. Nereye ait olduğunu bilemez. Kalbinin içine sıkışmış durumdadır. Bazı insanlara ise özel yakınlık duyar. "Yalnız yaşı olmayan ve dünyalarını kendi içlerinde taşıyan insanlara dayanabildiğimi görüyorum."

"Yazı yazmak isteğinin dış dünyaya karşı bir tür savunma olduğunu daha bir algılıyorum. Yaşamın kendisinin yazı yazmaktan çok daha gerçek, çok daha derin olduğunu da biliyorum. Sözcüklerle yaşamın derinliğini vermeye hiç olanak yok… Sözcükler insanın yanında yatan diğer bir insanın yürek çarpışlarını duyurabilir mi?". Yaşamla ve ölümle hesaplaşmak için yazıyorum diyen Tezer Özlü sözcüklerin yetersizliğinden bahseder. Ancak dünyanın acısını ve yetersizliğini anlatmanın da başka bir çözüm yolu yoktur. Onu rahat bırakmayan sözcükler onu uyutmayacaktır da. Psikoza girecek hale geldiğinde yazabildiğini, iç dünyasına ise yazarak egemen olduğunu söyler: "Yazmayı keseceğim. Yeter. Gece ilerledi. Neredeyse bir çocuk doğurabilirim."

Dünyayı ciddiye alarak yaşayan bir yüreğin sancısıdır Kalanlar.

Beyza Bağcıer
beyzannur93@gmail.com

22 Haziran 2012 Cuma

Melankolik bir dost arayanlara

Manik-depresif teşhisi konulduktan sonra hayatının büyük bir kısmı psikiyatri kliniklerinde geçmiş, her şeye rağmen, onlar gibi olmamak adına elektroşoklara dayanmış, ölümden korktuğu halde intihara kalkışmış yalnız bir kadın: Tezer Özlü.

Gerçek kişi ve kuruluşlarla ilgisi olmayan kitaplardan hoşlanmadığını söyleyen, her kitabında kendi yaşamını anlatan Tezer Özlü’nün "Kalanlar" kitabı belki de yazarın en mahrem alanı. Ölümünden sonra kardeşi Sezer Duru tarafından yazarın evindeki notlar ve günlüğünden derlenip yayınlanmış.

Sürekli gitmek isteyen, “içine bir kere girilip sonra çıkılan ve geri dönülmeyen” evleri seven, kalabalık dünyaya çıkmadan yaşamak isteyen, sadece tren raylarında kendini iyi hisseden bir kadının hikâyesi.

"İşte burada istediğimi yapabiliyorum. Işık var. Kitaplar var. Ben varım. Dünyam var."

Mutsuz olduğunuz zaman etrafınızdaki insanların sizi teselli etmek için yapabilecekleri pek fazla bir şey yoktur. Onlar kendilerine düşeni yaptıktan sonra çekilirler ve aslında siz sorunlarınızı hep kendiniz çözmek zorunda kalırsınız. Bu yalnızlık saatlerinde melankolinizi paylaşacak sizden daha çok acı çekmiş, daha fazlasına katlanmak zoruna kalmış bir dosta ihtiyaç duyarsanız Tezer Özlü’nün sizinle paylaşacağı çok şey olduğundan emin olabilirsiniz.

"Burada ölecek yer yok.  Sonra siz beni yakarsınız. Ya küller arasında uyanıp, gövdemi arayıp, yalnız külleri görürsem? Oysa toprak içinde bir süre daha kollarım, bacaklarım ve tüm bedenimle birlikte olabileceğim. Belki ölüme alışana dek. Ölüm içinde ölümü unutana dek."

Ümran Kio