Aspern'in Mektupları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Aspern'in Mektupları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Mart 2013 Pazar

Edebiyatta paparazzi

Günümüzde kendini “ünlü” sıfatına yakıştıran herkesin ortak sorunu paparazziler. Özel hayata saygıdan bahsederken bir yandan da öyle merak ediyoruz ki sonunda kişiler arkadaşlıklarını bile gizli saklı köşelerde yaşamak zorunda kalıyorlar.

Peki edebiyatın paparazzisi olur mu? Olur. Hem de orada burada yazarları fotoğraflayarak, yasak aşklarını ortaya dökerek değil yalnızca eserlerinden yola çıkarak olur. Hatta bu, “edebiyat tarihçiliği” sıfatı altında öyle mübahlaştırılır ki ne okuyucu anlar yazarın özel hayatına saygısızlık ettiğini, ne eleştirmen anlar bir amaç uğruna mesleğinin özünü unuttuğunu. Evet, hepimiz sevdiğimiz yazarların aşklarını, ilişkilerini merak ediyoruz ama onların bize sundukları verilerle yetinmeyip daha derine inmek onlara sevgi gösterisi değil saygısızlık olmuyor mu?

Bu konuyu ileride “eleştirmen” olmak isteyen biri olarak ben de hiç düşünmemiştim. Ta ki Henry James’in Aspern’in Mektupları isimli kitabını okuyana kadar. James’in gerçek bir hikâyeden yola çıkarak yazdığı bu kitapta isimsiz bir anlatıcı Amerikalı bir şair olan Jeffrey Aspern’in eskiden aşık olduğu kadına yazdığı mektupların peşindedir. Bunun için her şeyi göze alıp Venedik’e gelen anlatıcı yaşlı kadının aksiliği ve yeğeninin soğukluğuyla karşılaşır. Son ana kadar okuyucu için de hırs haline gelen mektupların gizemi çözülemez. Bu gizemli hikâye bir yandan giderken bir yandan da Henry James’in Venedik’in renklerini ne kadar iyi kullandığını görür okuyucu.

James’in en sevilen kısa romanlarının arasında yer alan Aspern’in Mektupları güzel kurgusunun yanında Henry James’in en başarılı yaptığı şeyin de başka bir örneği: anlatıcıya güvenmeli mi güvenmemeli mi? Aynı soruyu Yürek Burgusu’nda da sorduran yazar burada da okuyucuyu hiçbir şeyden emin olamadan son ana kadar getirmeyi başarıyor.

“Eski defterleri karıştırmak doğru mu sizce?”

“Eski defterleri karıştırmak derken ne kastettiğinizi anlamadım sanırım. Biraz eşelemezsek, geçmişi nasıl anlayabiliriz ki? Şimdiki zaman, geçmişe epey kötü muamele ediyor.” 

Ümran Kio
twitter.com/umrankio